29 Mart 2012 Perşembe

Şampiyonlar Ligi Klasiği: Real Madrid vs. Bayern Münih

Avrupa’nın ve aynı zamanda Dünya’nın en büyük futbol organizasyonlarından biri olan Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon son 4’e kalan takımlar % 90 belirlendi gibi… Zira en zor eşleşme olarak görünen Milan – Barcelona maçı golsüz tamamlanınca zaten eşleşmenin favorisi olan Barcelona’nın da mabedi Camp Nou’da yarı final vizesini alması çok zor görünmüyor. Barca’nın rakibi de yine % 80 ihtimalle Chelsea… Diğer eşleşme ise - mucize olmazsa eğer - 2 dünya ‘dev’i Real Madrid ile Bayern Münih’i karşı karşıya getirecek…

LOS GALACTİCOS mu BAWYERALILAR mı?

Evet Dünya Futbolu’nun iki lokomotif takımı… Neredeyse gittikleri her ülkede büyük taraftar kitlesi olan iki marka, iki trend takım… Belirli aralıklarla açıklanan ‘Dünya’nın en iyi takımları’ yada ‘Dünya’nın en zengin takımları’ listesinde her zaman ilk 10’da kendilerine yer bulmuş iki ‘büyük halka’…

Bir yanda Di Stefano’ları, Puskas’ları, Butragueno’ları, Hugo Sanchez’leri ile tarihe damga vurmuş Los Galacticos (Galaksililer)… Diğer yanda Gerd Müller’li, Beckenbauer’li, Matthaus’lu, Rummenige’li dönemin en büyük takımlarından Bawyeralılar (Almanya’nın en büyük eyaletinin adı)… Benim gibi 30’lu yaşlardan büyük olanların ise maçlarını izleyebildiği yakın dönem efsane futbolcuları; Raul (Real Madrid tarihinde 65 golle Ş.Ligi’nde en çok gol atan oyuncusu), Figo, Zidane, Casillas, Roberto Carlos, Ronaldo, Elber, Scholl, Effenberg, Kahn (B.Münih tarihinin Ş.Ligi’nde 108 kez ile Ş.Ligi’nde en çok forma giyen futbolcusu), Lizarazu ve Pizarro…


Son 15 yılda sürekli birbirleriyle eşleşmeleri ile bizlere adeta bir ŞAMPİYONLAR LİGİ KLASİĞİ yaşatıyorlar.
2000-2001 sezonu… Şampiyonlar Ligi’nde ilk 2 gruplarda grubunu lider olarak tamamlayan Ottmar Hitzfeld’in Bayern’i çeyrek finalde Manchester Unıted’la eşleşir. Daha 2 sene önce son 2 dakikada yedikleri 2 golle dramatik bir şekilde kupayı İngiliz temsilcisine kaptıran Almanlar, bunun intikamını almaları için önlerinde bir şans bulunmaktaydı. Bu hırsın verdiği özgüvenle rakiplerini her 2 maçta da yenerek yarı finalist olurlar… Del Bosque’li Real Madrid ise aynı sezon da ilk 2 gruptan da lider çıkınca (O zamanlar takımlar 4’lü ilk gruptan sonra tekrar 4’lü bir grup maçları daha oynardı) çeyrek finalde Galatasaray ile eşleşmişti. İlk maçta Ali Sami Yen’de Fatih Akyel’in yıldızlaştığı maçta rakibine 3-2 yenilen Galacticos, rövanşı 3-0 kazanınca Bayern Münih'in yarı finalde rakibi oluyordu…


O zamanlar Edirne’de üniversite öğrenimindeyim. Sınavlar üst üste geliyor ama konu Bayern olunca elbette ona ayıracak vaktim bir şekilde oluyordu. Hele bu maç asla kaçmazdı, daha dün gibi hatırlıyorum. Ülke olarak tarihimizden midir yoksa babamın bana aşılamasından mıdır yada etkilenmek midir bilmem ama daha 15-16 yaşından itibaren bir Alman hayranlığı ve futbol olarak da hep Bayern Münih sempatisiyle geçti o zaman yıllarım… 
Dönelim eşleşmeye…İlk maç Bernabeu’da. Del Bosque’nin kadrosunda 19’luk Casillas’ın yanı sıra, Hierro, Karanka, Roberto Carlos, Salgado, Guti, Mc Manaman, Helguera, Figo, Makelele ve Raul var… Hitzfeld’in ilk 11’inde ise ‘kurt’ kaleci Kahn’ın yanı sıra Lizarazu, Linke, Kuffour, Sagnol, P.Andersson, Salihamidzic, Jeremies, Scholl, Effenberg ve Elber yer alıyor… Rakibini deplasmanda usta golcü Giovane Elber ile 1-0 yenen Bayern finale göz kırpıyordu. 1 hafta sonra o zamanlardaki Münih Olimpiyat Stadı’nda oynanan rövanş mücadelesinde Real Madrid maça aynı kadro ile çıkarken bu defa da Bayern de bir yıldız adayı Owen Hargreaves daha 19 yaşında böylesine üst düzey bir maçta kendisine ilk 11’de yer buluyordu. Elber ve Jeremies’in gollerine sadece Figo ile cevap verebilen Real Madrid yarı finalde ‘havlu’ atıyordu. Finalde ise Valencia’yı penaltı atışları sonucu yenerek Avrupa'nın en büyüğü olan Almanlar için bu kupa aynı zamanda en son kazandıkları kupa özelliği taşıyordu
Türkiye'nin en çok okunan spor sitesi www.sporx.com daki BLOG SAYFALARINDA 'Haftanın blog yazısı' olmamasına rağmen 5.000'in üstünde tıklanarak büyük ilgi çekmiştir... 
http://my.sporx.com/blog/sampiyonlar-ligi-klasigi-real-madrid-vsSXBLQ13581SXQ
Şampiyonlar Ligi’nde her zaman Real Madrid – Bayern Münih eşleşmeleri çok zevkli ve kaliteli mücadelelere sahne olmuştur.  Son dönemlerde kah çeyrek finalde kah yarı finalde oldukça fazla şekilde birbirlerine rakip oldular. Yukarıda anlattığım 2001 yarı finalinden sonra bu 2 takım bir sezon sonra bu defa çeyrek finalde eşleşirler. İlk maçı Almanya’da Effenberg ve Pizarro’nun golleriyle 2-1 kazanan Bayern’i rövanşta zor bir maç bekleyecektir ve İspanyollar Helguera ve Guti’nin golleriyle maçı 2-0 kazanacak ve hem rakibinden intikamını almış olacak hem de o sezon son kez bu kupanın sahibi olacaktı… 


Bu eşleşmenin yalnızca 2 sene sonrası yani 2003-2004 sezonunda ise gruplar sonrası 2.turda eşleşirler. Bu defa kadrolarda değişiklikler de vardır. Yeni yıldız oyuncular gelmiş, takımlar iyiden iyiye güçlenmişlerdi. Bayern’de Ze Roberto, Ballack, Makaay ve Demichelis gibi yeni ‘yüz’ler görülürken Real Madrid’de de Zidane, Beckham ve Ronaldo gibi üst düzey oyuncular sahnedeydi. Münih’te Makaay’ın golüne Roberto Carlos ile cevap veren Real Madrid büyük bir avantajla rakibini Bernabeu’da beklemektedir. O zamanlarda ise Kırklareli’nde vatani görevimi yapmaktaydım… Şampiyonlar Ligi kanalı STAR TV maçı yine canlı yayınlıyordu. Her zamanki gibi sahada kora kor  bir mücadele yaşanıyordu. İlk yarıda Zidane sahne alıyor ve Eflatun – Beyazlılar soyunma odasına 1-0’la giriyordu. İkinci yarıda ise Bayern’e gol lazımdır ve Hitzfeld, o zaman kendisini ilk defa gördüğüm, daha 20 yaşına girmemiş Bastian Schweinsteiger’ı sahaya sürer. “Daha kim bu?” demeden ağzım açıkta kalmaya başlar ve onun enerjisini, süratini ve çevikliğine hayran hayran bakarken bir şutunun direği sıyırması ve diğerinin de direkten döndüğünü görünce Bayern’in gol atacağını düşündüm, fakat gol bir türlü gelmedi ve Bayern elendi ama dünya aynı zamanda yepyeni bir yıldızı da tanımış oldu o gün…

Son olarak 2006-2007 sezonu… Evet bir kez daha eşleşirler. Futbol tanrıları onları bir arada görmeyi çok severler ve ikinci turda tekrar birbirlerine rakip olurlar… Real Madrid, Capello’nun emanetinde Nistelrooy, Cannavaro, Emerson, Cassano, Higuain ve Robinho takviyesi ile sahaya çıkarken Hitzfeld’in Bayern’in de Lucio, Van Buyten, Lahm, Van Bommel, Schweinsteiger ve Podolski ile oldukça iddialı yepyeni bir takım vardır. İspanya’da adeta gol düellosu şeklinde geçen maçta Raul (2) ve Nistelrooy’un gollerine Lucio ve van Bommel ile cevap veren Bawyera temsilcisi Münih’e 3-2’lik avantajlı bir skorla geri dönecekti. Almanya’daki süper maçta ise rakibini Makaay (15.saniye ile Ş.Ligi tarihinin en hızlı golü) ve Lucio ile 2-1 deviren Bayern Münih, ‘deplasman golü’ kuralı ile adını çeyrek finale yazdıracaktı… (Alttaki videoda maçın heyecanını tekrar yaşayabilirsiniz. Youtube videosu vardı ama kaldırılmış)

… ve şimdi 2011-2012 sezonu… Yarı finalde bir kez daha rakipler… Bir tarafta çoğu otoritenin ‘dünyanın en iyi teknik adamı’ ilan ettiği Mourinho’nun Real Madrid’i ile diğer tarafta mütevazi kimliği ile anılan Heynckes’in Bayern Münih’i kozlarını paylaşacak. Yaklaşık son 15 yıllık döneme bakıldığında iki takıma da çok büyük yıldız oyuncular geldi ama kanaatimce bu sezonki kadroları daha önceki yıllardan çok daha kaliteli ve bol alternatifli. Örneğin; Real Madrid’de daha önce Zidane, Figo, Ronaldo gibi oyuncular varken yanlarında Karanka, Helguera, Guti, Makelele ve Gago gibi daha çok tamamlayıcı oyuncular mevcuttu. Şimdilerde ise Casillas’ın 12 yıldır kimselere vermediği kaleci pozisyonundan başka Pepe, Ramos, Marcelo, Alonso,Coentrao, Ronaldo, Khedira, Mesut, Benzema, Kaka, Di Maria,Higuain gibi hem genç, hem atletik, hem güçlü, hem teknik özellikleri ile mevkiilerinin en gözde oyuncularını kadrosunda barındıran ve hiçbir pozisyonda sırıtmayan bir kadroya ve kaliteye sahip bir Real Madrid var sahada… Bayern’de de durum farklı değil. Geçmiş yıllara nazaran yaptıkları hamlelerle bence en az son 20 yılın en iyi kadrosuna sahip olan Bayern Münih’te de ‘say say bitmez’ birçok yıldız ve takım oyuncusu var. 3.sezonunda şimdiden 88 gole ulaşan adeta bir ‘gol makinesi’ olan Mario Gomez ile dünyanın sayılı kanat oyuncuları arasında yer alan Ribery ve Robben’in yanı sıra daha 21 yaşındayken Alman Milli takımı ile Dünya Kupası’nda 5 gol atıp gol kralı olan Thomas Müller ve Xavi, İniesta gibi yıldızlarla neredeyse aynı kefeye koyulan Schwensteiger ile Almanların her zaman en güçlüsü…

Bu sezon istatistiklerde, 12 gollü Messi’nin ardından ikinci sırada 11 golle Mario Gomez var. Benzema’nın da toplamda 7 golü bulunuyor. Asist krallığında 5 asistle Benzema yıldızlaşırken Ribery ve Kaka’nın de 4’er asisti bulunuyor.

19-26 Nisan 2012 tarihlerinde oynanması beklenen Real Madrid – Bayern Münih mücadelesi şüphesiz Şampiyonlar Ligi’nin erken finallerinden biri ve öncesiyle sonrasıyla, kalitesiyle, mücadelesiyle ve görsel şöleni ile yine hafızalardaki yerini alacak… 

Dünya’nın en iyi 2 oyuncusundan biri olarak kabul edilen Ronaldo ile her daim kalitesini gösteren Robben savaşında bakalım kimin yüzü gülecek???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder