Öncesinde, Yıldırım Demirören'in TFF Başkanlığı için adaylığı ve en büyük rakibi Ata Aksu'nun durumu... Galatasaray'ın kimi destekleyeceği... Bu arada şike davasıyla ilgili tahliye edilenlerin olması gibi konularla sürekli gündem sıcak tutuluyordu... Bir yandan Aziz Yıldırım ile Ünal Aysal arasındaki söz düellosu büyüyor, taraflar, kulüpler ve şahıslar hakkında çeşitli ithamlar ve suçlamalarda bulunuluyordu... Herkesçe sözde söylenen ‘Türk Futbolu’nun marka değeri’ de bir kez daha ayaklar altına alınıyordu…
Gündem o kadar yoğundu ki, Galatasaray - Beşiktaş derbisinin de olduğu TOP 10 GÜNDEM yapılsa derbi maçı belki onuncu sırada kendine yer bulabilirdi...
Yıldırım Demirören'in TFF Başkanlığı için öncelikle Beşiktaş Kulübü Başkanlığı'ndan da istifa etmesi gerekeceği için kulüpten alacağı tüm paraları 'hibe' edeceğinin duyulmasından sonra gündem bir kez daha kendisine kayıyordu... Kulislerde hep onun adı geçiyor ve "Gerekirse 2-3 sene Avrupa Kupaları'na takım göndermeyeceğiz" sözleri de her kesimin haklı olarak tepkisini çekiyordu. Şüphesiz Yıldırım Demirören, gündemi çok iyi bir şekilde belirliyor ve adımlarını sağlam atıyordu. Kimbilir belki bunda biraz da kendisi gibi gündemi çok iyi elinde tutan tecrübeli bir isim olan Aziz Yıldırım ile olan isim benzerliğinin de payı vardı...
Galatasaray - Beşiktaş derbisi öncesi Fernandes'in cezalı oluşu, Elmander'in son anda oynayacak duruma gelmesi vb. konular sadece birkaç satırda ve fotoğrafta kendisine yer bulurken gündem hep yukarıdaki ana başlıklarla şekilleniyordu... Şüphesiz bu derbi, belki de ilk defa 'Gölgeler Altında' oynanacaktı...
Son dakikalarda Ata Aksu'nun da yarıştan çekilecek olmasının haberi gelince Yıldırım Demirören'in arkasına aldığı güce ekstra bir doping etkisi yaparak TEK GÜÇ olmasını da sağlamlaştırıyordu. En başta Ata Aksu’yu destekleyeceğini açıklayan G.Saray’ın da bir anda ibresini Demirören tarafına kaydırmasıyla herkes kısa süreli bir şok yaşıyordu… Artık herkes Demirören'in Türk Futbolu'nun 1 numaralı ismi olacağını biliyordu... Bir de üzerine 103 milyon TL'lik alacaklarını kulübe 'hibe' edeceğini açıklamasının ardından başta Beşiktaşlılar 'Büyük Başkan' naraları atmaya başlıyor, sonra biraz düşündüklerinde akıllarına 'Peki Beşiktaş Kulübü Başkanı şimdi kim olacak?' sorusu geliyor ve bir kez daha 'sözde derbi' ikinci plana atılıyordu…
Tarihi şike davasında, aralarında Şekip Mosturoğlu, Mecnun Otyakmaz ve Bülent Uygun’un da yer aldığı 7 kişi ‘suç vasfının değişme ihtimali dikkate alınarak’ tahliye ediliyor ve sonrasında ise hep akla ‘acaba şikeyi kimler yaptı?’ sorusu gündeme bomba gibi düşüyordu. Herkesin kafası karmakarışık oluyor, sağlıklı düşünemiyor ve tarihi derbi yine hasır altı ediliyordu…
Diğer yandan Aziz Yıldırım, mahkeme salonlarında sürekli Galatasaray Kulübü’ne atıflarda bulunarak onları öteden beri ‘şikeci’ gibi ağır ithamlarla ( ispatsız ) suçlayıp kendi defterine ‘artı puan’ yazdırmaya çalışırken, G.Saray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın da zaman kaybetmeden şahsına ‘ Kendi üzerindeki pislikleri temizleyeceğine bize sataşıyor, ispatlasınlar da görelim’ şeklindeki çıkışı ile gündem yine toz duman oluveriyordu… Zaten tarih boyunca iki takımın taraftarı ve yöneticilerinin hep ‘sözde barış’ ile kontakt kurduğu bir ortamda şimdi de bu iki başkanın söz düellosundan sonra takımların taraftarları da ister istemez yine birbirlerine düşüyor ve bizlere ileride ağır zararların olabileceği sinyallerini veriyordu…
Tüm bu gündem başlıklarının altında Pazar akşamı Türk Futbolu’nun iki güzide takımı ‘Gölgeler ve Sisler Altında’ Seyrantepe’de karşılaştı… Haaa, sonucu mu soruyorsunuz? 9 numaralı Almeida bomboş kafayı auta atar, top döner ve 9 numaralı bir başka oyuncu Elmander golü atar ve puan farkı 9 olur… Skor mu, onu da siz söyleyin yahu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder