2-0’ın lanetinin şüphesiz en üst sırasında Roma olmalı. Çünkü daha geçen hafta gittikleri Genoa deplasmanında dakikalar 15’i gösterdiğinde skor tabelasındaki 2-0’lık Genoa üstünlüğü başta Romalı taraftarlar olmak üzere teknik adam Zeman için de tam anlamıyla bir kabustu ve kalan zamanda bırakın kazanmayı tüm hesaplar bu dakikadan sonra beraberlik için yapılmaya başlanmıştı. Kısa süreli şoktan sıyrılan Totti ve arkadaşları çok geçmeden önce soyunma odasına 2-2 ile girdiler daha sonra da maçı 4-2’lik fantastik skorla tamamlayıp Avrupa’da “haftanın takımı” olmuşlardı. Bu hafta ise sahalarında ağırladıkları Udınese karşısında da net favoriydiler. Zeman’ın 4-3-3’lük taktiği ile bu sezon fazlasıyla gollü maçlar oynuyorlardı. Son haftaların formda ismi Arjantinli genç forvet Lamela ile daha yarım saat dolmadan 2-0’ı yakalayan Başkent temsilcisi devreyi 2-1’le kapattı. İşte herşey bundan sonra oldu. İtalya Ligi’nin yıllanmış şarabı Di Natale ile önce beraberliği yakalayan Udınese, 88’de aynı oyuncudan bir de penaltı ile skor yakalayınca Roma bir hafta önce 2-0’dan döndürdüğü maçın tam tersi şekilde 2-0’dan maçı 3-2 kaybetti. Atalarımız demiş; “Gülme komşuna, gelir başına”…
Merseyside derbisi… Dünya derbi literatüründe üst sıralarda kendine yer bulmuş önemli bir düello. Son yıllarda rakibine üstünlük kuran Gerrard’lı Liverpool ile ‘bonus’ Fellaini’li Everton… Merseyside derbilerinde her zaman maçtan önce ev sahipleri bir adım önde tahminleri yapılır. Fakat daha 20.dakikada tribünleri susturan Kırmızılılar, Nuri Şahin’in de ilk 11 başladığı maçta 2-0’ı yakalamıştı bile. İşte o dakikadan sonra Everton’lı oyuncular bir anlık silkelenme sonrası devre bitmeden 2-2’lik skoru yakaladı. Ne olup bittiğini anlayamayan Liverpool ise kalan dakikalarda skoru korumak istercesine futbol oynayınca büyük bir avantajı teperek maçı 2-2’lik beraberlikle noktaladı…
Bundesliga’da geçen sezonun flaş takımı M.Gladbach’tı. Sezon başında yıldız isimleri Reus’u satan fakat karşılığında Twente’den De Jong’u alan Favre’nin öğrencileri maalesef sezona iyi başlayamamış, ilk defa katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde de tam bir hayal kırıklığı yaşatmıştı. Temsilcimiz Fenerbahçe’nin Almanya’daki 4-2’lik şaşalı galibiyeti de hala akıllarda iken, her zaman sahasında rakiplerini fazlasıyla zorlayan Hannover deplasmanında işleri gerçekten çok zordu. De Jong’un sakatlığı da maç öncesi baş ağrıtıyordu. İlk yarı gol yoktu, ikinci yarı da iki takım da belli ki riskler alacaktı. İlk riski alan ev sahibi Hannover, daha 53.dakikada skoru 2-0’a getirecek rakibini iyiden iyiye strese sokacaktı. 69’da Favre 2 forvet birden sahaya sürünce hemen ilk meyve geldi ve 70’de fark 1’e indi. 77 ve 79’da 2 gol daha bulan M.Gladbach 9 dakikada maçı çevirerek belki de Bundesliga’nın ve Avrupa’nın bu sezon ki efsane maçlarından birini 3-2 ile kazanarak tarihe geçiyordu…
Evet futbol böyle bir şey işte. Boşuna dememişler, “Futbol 90 dakikadır” diye. Bir anlık hata, konsantre kaybı, rakibi küçümsemek yada futbol şanssızlığı direkt olarak skor tabelasını etkiliyor…
twitter.com/serdarsozkesen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder