Dünya futbol endüstrisine yön veren 2 büyük ülke… İspanya ve Almanya… Yanlarına bir de Hollanda’yı ekleyebiliriz. Bu takımlar, diğer takımlardan sistem olarak, oyun anlayışı olarak birkaç adım öndeler…
Büyük resmi biraz açıp ayrıntılı bir hale getirmek gerekirse;
İspanya… Futbolda, basketbolda, teniste büyük bir devrim yapan İspanyollar… Geçmişinde Avrupa Şampiyonaları ve Dünya Kupaları sahnesinde çok fazla başarılı olamayan bu Batı Akdeniz ülkesi, son 3 yılda ise adeta bir silindir gibi… 2002 Dünya Kupası’nda çeyrek final oynadıktan sonra düşüşe geçen İspanyollar, Euro 2004 de gruplardan çıkamazken, 2006 Dünya Kupası’nda ise 2.turda eleniyordu. Ve dünyanın 1 numaralı futbol ülkesi olacaklarının inşasına başlayacakları Euro 2008… Bu turnuvayı şampiyonlukla kapayan İspanya, son dönem büyük turnuva olan 2010 Dünya Kupası’nı da yine aynı şekilde kazanarak üstüste 2 büyük organizasyondan da başı dik ayrılıyordu…
Bu İspanya’nın son 3 yıldaki olağanüstü başarısında da şüphesiz aslan payı Barcelona’nın. Barcelona’daki futbol kültürünü çok başarılı şekilde İspanya Milli Takımı’na da entegre ettirilen futbol anlayışlarıyla diğer rakiplerinden her zaman bir adım önde olmalarını sağladı… 2010 Dünya Kupası grup elemelerinde de Türkiye’nin yer aldığı grupta 10’da 10 yapan İspanyollar, şimdi de Euro 2012 öncesi grup elemelerini yine 8’de 8 ile tamamlayarak kırılması güç bir rekora imza attılar…
İspanya ve Barcelona konusunu biraz daha açmak gerekirse… Barcelona, şanlı tarihine son 10 yılda Avrupa arenasında; 3 şampiyonlar ligi şampiyonluğu, 3 yarı final ve 1 çeyrek final sığdırarak dünyanın en başarılı kulübü ünvanını kazandı ve bu ünvanını yıllardır da kimselere kaptırmıyor… İspanyolların milli takım olarak dibe vurduğu 2006 Dünya Kupası’ndan sonra çıkışa geçen takım, David Silva, Pedro, İniesta, Busquets, Cazorla ve Pique gibi yeni yüzleri ile gençlikten kurtulup olgunluğa erişen Ramos, Torres ve Fabregas’ın da takıma oturmasıyla yenilmesi neredeyse imkansız bir uzay takımı haline geldiler… Son Euro 2012 grup eleme maçlarındaki 8 maçı da kayıpsız atlatan İspanya’da yine kadroya seçilen ve oynayan Barca’lı futbolcular fazlasıyla dikkat çekti… Milli takımın aynı zamanda iskeletini oluşturan Pique, Puyol, Xavi, İniesta, Fabregas, David Villa gibi oyuncuların yanı sıra zaman zaman forma şansı bulan Busquets, Pedro, Valdez ve Alcantara gibi gençlerle bol alternatifli bir Barcelona pardon İspanya milli takımı oluşturan takım şu an da tartışmasız dünyanın en iyi milli takımı… Real Madrid’in de iskeletini oluşturan Casillas, Ramos, Xabi gibi oyuncular da takımın her zaman en önemli artılarından…
…………………………………………………………………………………………………
Almanya… Hani derler ya tam bir “turnuva takımı”. Katıldığı her turnuvada minimum çeyrek final oynayan, disiplinleri ile ünlü tam bir sistem takımı… Son 10 yıllık süreçte; Dünya Kupalarında 2002’de final, 2006 ve 2010 da ise yarı final oynadılar… Yani son 3 dünya kupasına 1 final, 2 de yarı final sığdırdılar… Avrupa Şampiyonaları’nda ise 2004’te grup maçlarında elendiler, 2008 şampiyonasında ise final oynadılar. Özetlemek gerekirse, son 5 büyük organizasyonun dördünde en az yarı final yaşamış bir ülke var karşımızda…
Almanların bu son 5 büyük turnuvada bu kadar başarılı olmasında Bayern Münih’inde tabiki payı büyük. Onlarda son 10 yıllık Avrupa Kupaları sürecinde 1 final, 1 yarı final ve 4 çeyrek final oynadılar… Bu da yukarıdaki değerlendirmemize göre 10 yılda en az 6 çeyrek final demekki, bu da vasatın üstünde bir başarıdır… Sözkonusu 5 büyük turnuvada da Alman milli takımının çekirdeğini hep Bayern Münih’in oyuncuları oluşturdu. Son 7 yıllık dönemde ise gerek Klinsmann gerek de Löw kadro seçiminde hep Schweinstiger, Lahm, Klose ve Podolski ile sürekli takımın iskeletini oluşturdular. Son dönemlerde ise Badstuber, Mesut, Boateng, Gomez ve kaleci Neuer ile müthiş bir takviye oluşturup herkesin kıskanacağı bir sistemi inşa ettiler… Yaş ortalaması olarak da sürekli rakiplerinden daha genç bir kadro (son dönem genç yıldızları Gotze, Schürrle, Reus) oluşturan Almanlar, bu sayede disiplinli futbol anlayışlarının yanına enerjisi yüksek genç futbolcuları da monte ederek daha dinamik bir takım haline geldiler… Son Avrupa Şampiyonası grup eleme maçlarında Türkiye’nin de olduğu grupta 10 maçın tamamını kazanmaları da hep yukarıda yazdığımız disiplin, sistem, özgüven, takım düzeni gibi sebeplerden dolayı başarılmıştır…
Kısa bir özet : Barcelona’nın ideal 11’inde 8 İspanyol milli oyuncu ( diğerleri, Abidal – Dani Alves - Messi) bulunurken, Bayern Münih’in ideal 11’inde ise 7 Alman milli oyuncu (diğerleri, Rafinha – Gustavo – Ribery - Robben) bulunuyor…
.................................................................
Hollanda milli takımının da çok başarılı bir ülke olduğunu kabul ederek yukarıdaki 2 takımdan farklı olarak belki de sadece; Hollanda da ülke takımlarının Avrupa’da son yıllarda hiçbir başarı sağlayamamasını belirtebiliriz… Yoksa onlar da gayet göze hoş gelen bir futbol oynuyorlar ve sürekli hücum futbolu ile oynayıp göz zevkimizi doruğa çıkartan bir sistem ve anlayışla mücade ediyorlar… Takımdaki birçok yıldız oyuncu yurtdışında oynuyor . Başta Robben, Sneijder, van der Vaart, Huntelaar, Kuyt, van Persie gibi birçok as oyuncusu Almanya, İngiltere ve İtalya gibi üst düzey liglerde forma giyiyor… Hollanda milli takımı, son 5 büyük organizasyonun ise birine katılamazken, en büyük sıçramayı en son 2010 Dünya Kupası’nda İspanya ile final oynayarak elde etti. Bunda tabiki en büyük pay, yukarıda yazdığım ve aynı zamanda takımın değişilmezlerinden olan altın jenerasyonun (ismi geçen 6 futbolcu). Bundan sonraki Euro 2012 onlar için aynı başarıyı sağlamak için büyük bir fırsat… Bekleyip göreceğiz…
Şu an itibariyle Avrupa Futbol Şampiyonası’nın en büyük favorileri tartışmasız sırasıyla; İspanya, Almanya ve Hollanda… Yurtdışı bahis sitelerinde Euro 2012 şampiyonluğu için açılan oranlarda da zaten herşey, yukarıdaki örneklemelerimizde ve verdiğimiz bilgilerle örtüşüyor… İspanya’nın şampiyonluğu için verilen oran 3,75 iken Almanya için belirlenen oran 4,25…. Daha sonra bu iki takımı 7,00 oranıyla Hollanda ve 10,00 oranıyla İngiltere takip ediyor…
Sözün özü, milli takımlarda başarı için; ülkenin en formda oyuncularını bir araya getirebilme becerisi, onları sürekli oynanan bir sistemin içine başarılı bir şekilde monte edebilme yetisi ve kadronun en az 5-6 oyuncusunu sürekli oynaması (yani çekirdek oyuncuların) gibi kriterleri – tabi biraz da sabır - sıralayabiliriz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder