2008 yılında Arap Şeyhi Sheikh Monsour bin Zayed Al Nahyan'ın kulübü satın almasıyla Avrupa'nın elit takımları arasına katılan Manchester City, geçen 6 yıllık süreçte 2 kez Premier Lig Şampiyonluğu yaşadı. Bir türlü gelmeyen Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'nun getirdiği başarısızlık bir yana, bu kupada çeyrek final yüzü dahi göremeyerek tam bir hayal kırıklığı yaşadılar. Buna rağmen Ada'da her sezon şampiyonluk yarışının müdavimi oldular ve neredeyse her sezon kulüp sahibinin saçtığı paralarla büyük yıldızları satın aldılar.
Transfer konusunda Almanya'da Bayern Münih modelini örnek alan City, neredeyse her sezon Premier Lig'de sivrilen golcü futbolculara adeta bir servet harcayarak takıma kattı ve çoğundan da büyük zarara uğradı. Satın aldığı futbolculardan hem bir sonraki satış hem de kulübe katkı anlamında istediği verimi alamayan Manchester City'nin Premier Lig'de çok gol atan futbolcuları bir bir kadroya katmasından başka diğer ülkelerdeki yıldız futbolcuları da çoğu zaman transfer ettiğini de eklemeliyiz. Zira kulübün sahibinde bol para olunca neredeyse alamayacağınız futbolcu da olmuyor..
Premier Lig'de şüphesiz 2014'ün en dikkat çekici golcüsü Swansea forması altında 1,5 yılda 35 gol atma başarısı gösteren ve rüştünü fazlasıyla ispatlayan Wilfried Bony ve M.City de bu fırsatı kaçırmayarak potansiyeli yüksek Fildişili santrforu renklerine bağladı.
Takımın 2008'den 2015'e kadar olan Arap sermayeli döneminde ilk yıllara nazaran son yıllarda daha az transfer yaptığını da net bir şekilde görebiliyoruz. Teknik direktör anlamında ise bu oran daha bir azalıyor. 6 yıllık süreçte sadece 3 teknik adamla çalışan City'nin şüphesiz Avrupa'nın elit takımlarından birisi olmasının en büyük mimarı da Roberto Mancini. Zira Mancini 4 sezon başında kaldığı takıma tam 42 yıl sonra efsane bir sezon sonrası şampiyonluk sevinci yaşattı. Mancini'nin altyapısını kurduğu sistemde Manuel Pellegrini ise daha sağlam adımlar attı ve geldiği ilk sezon takımını şampiyon yaparken bu sezonun devre arasında da Chelsea ile beraber şampiyonluğun en net 2 favorisinden biri konumunda...
İşte Arapların Manchester City'sinin sezon sezon aldığı ve fayda - maliyet analizinde sınıfta kaldığı işte o liste :
2008 - 2009 Jo (Brezilya) CSKA Moskova'dan 18 milyon sterlin
Robinho (Brezilya) Real Madrid'den 32,5 milyon sterlin
Craig Bellamy (Galler) Westham Unıted'dan 14 milyon sterlin
2009 - 2010 Emmanuel Adebayor (Togo) Arsenal'den 29 milyon euro
Roque Santa Cruz (Paraguay) Blackburn Rovers'tan 18 milyon sterlin
Carlos Tevez (Arjantin) Manchester Unıted'dan 25,5 milyon sterlin
2010 - 2011 Mario Balotelli (İtalya) İnter'den 28 milyon euro
Edin Dzeko (Bosna) Wolfsburg'dan 32,5 milyon euro
2011 - 2012 Sergio Aguero (Arjantin) Atletico Madrid'den 38 milyon sterlin
2012 - 2013 Scott Sinclair (İngiltere) Swansea'den 8 milyon sterlin
2013 - 2014 Stevan Jovetic (Karadağ) Fiorentina'dan 28 milyon sterlin
Alvaro Negredo (İspanya) Sevilla'dan 20 milyon sterlin
2014 - 2015 Wilfried Bony (Fildişi Sahili) Swansea'den 28 milyon sterlin
Yukarıda Bony hariç listedeki futbolcuların verimlik yüzdesinde; 100 üzerinden 95'le oynayan Aguero; 80 ile oynayan Dzeko ve yine son 2 yılındaki hayal kırıklığı sebebiyle 80 ile verim sağlayan Tevez haricinde Manchester City'nin, genel olarak golcü transferi anlamda karnesi kırıklarla dolu (50 puanın üzerine çıkan başka bir performans olmadı).
Wilfried Bony'nin CV'sinde bir başka dikkat çeken istatistiği ise; Swansea forması altında 1,5 sezon boyunca M.City'e 3, Liverpool'a 2, M.Unıted ve Arsenal'e de 1'er gol attığı gerçeği.
Tam 1 sene önce 01.01.2014'te oynanan Swansea - M.City mücadelesi
26 yaşındaki Bony, kendisi gibi bundan 4 sene önce devre arasında takıma gelip harika işler yapan takım arkadaşı Dzeko gibi bakalım Manchester City'de başarılı olabilecek mi? Hep beraber bekleyip göreceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder